
Buralardan geçmedin mi hızır?
Dünya çekilmez, dünya sahte,
dünya kendine hazır.
**
Sensizlik karanlık karga sesinde,
kelebeğin kanat çırpışında,
Hatmilerin kokusunda bile.
**
Her gece ağlar çocuklar dünya nezaretimde.
Ve ben durmadan anarım seni
şen kahkahaya şakımayan çocuk çehresinde.
**
Buralardan geçmediysen hızır
Sıcak çaya demlenir, yarım kalır bardaklar.
Darağacında sallanır çamura bulanmış vicdanlar.
Analarda göz yaşı babalarda figan var.
sen gelmeden önce ulur hep, vahşi sırtlanlar.
Bilmez misin cihanımın sana ihtiyacı var?
**
Kalleşce azgınca saldırır gönül mabedime mel’unlar.
Uğramaz Süphan’a bahar,dağların eteğinde hep kar
var.
Kar pek sorun değil amma zemheride üşümüş küçük
eller var.
Buralardan geçmedin mi hızır?
Vay ki beni sabah seherinde
Yusuflara Meryemlere çengel eden varlığım.
Bu ne dem bu ne sukut?
Tenime,ruhuma, zikrime şaşarım.
Ak kefene bürünüp mezar taşımı yazarım.
Bir yağmur damlası düşsün bir çiğ tanesi,
bilmem ki hangisine susarım.
Buralardan geçmedin mi hızır?
Küstümlerle dolan bahçelere mor menekşeler ekelim.
Fersah fersah yollar aşıp Umman ‘ı Ganj ‘ı pak edelim.
Afrika ya gidelim Arakan a can suyu serelim.
Lokman olup Sina olup sinelere şifa verelim.
**
Buralardan geçmedin mi hızır?
Geç ki kainat şenlensin
Bayramlarda şeker toplayan çocuklara karışalım.
Bin çift ala gözden süzülmesin gamlı yaşlar
Gururlansın tebessüm !
çocukluğun çehresinde umut, tasında aş var
Ay yüzlü çocukluğun ellerinde savrulsun
mavi mor uçurtmalar.
Kübra ÖZTAŞ
Çok güzel olmuş elinize sağlık
Çok güzel şiiriniz efruzdergieditor@gmail.com gönderebilirsiniz