
Haliç Sırtları’ndan Sultan Ahmet
Gök kubbenin altında
Dizildik saflara bir-bir
Ârşa yükselen mînareleri
Endamını arz eyler
Seyrine dalan mühürlü gözlerimize
***
Şu tepesinde uçuşan kuşlara da bak!
Şu dönen kâinata înat.
Sonbaharın hoyrat esen rüzgârların da
Savrulan yapraklar misali.
Kıvrım kıvrım raks ederek süzülürler,
Mor siyah bulutların boşluğunda.
***
Ma’bed yüzünde duvağı örtülü,
Taze bir gelin sanki.
Kaldırıp duvağını, girecek kapısından içeri
Nefes nefes soluyacak eşrefi mahlukât
Tüm mevcudatı bir anda.
Kana kana içecek çatlamış dudakları şadırvanından
Fîrdevs cennetinin ırmaklarına muadîl
Âb-ı hayat suyunu
***
Küre-i ârzı titretecek o ilahî davet
Ve o ilahî sâda kuşatacak tüm şehri
Buhrânını kaldırıp, söküp atacak
Günahkâr bedenlerinin üzerlerinden
Şiir-i sebep olacak şaire sultanın mabedi.
Yunus E.GÜRÜNLÜ 09.01.2020 S.22:00
Bir yanıt bırakın