
Leyla
Geceleri tükettik
Güneşe ne kaldı Leyla
El etek çekildi
Kusmadan aşkımızı şiirlere
Tuz basmadan yaralarımıza
Sabah oldu sayılmaz Leyla
–
Bin yıllık yalnızlığı tatmadan
Sürünmeden kanaya kanaya
Tütünü çekemeden
Hücrelere kadar
Sövmeden ana avrat
İçtik sayılmaz Leyla
–
Takılmadan
Bir güvercinin kanadına
Bir tas su koyanın
Babasına rahmet okumadan
İçmeden kana kana
Busesinden sevgilinin
Uçtuk sayılmaz Leyla
–
Ağlardık ya çocukluğumuzda
Bir ufuk görünürdü
Bir güneş doğardı
Çiy tanesine basardık
Beyaz atlı prens gelmeden
Alıp götürmeden elimizden
Gittik sayılmaz Leyla
–
Ağlamadan sarsıla sarsıla
Terkedilmeden iliklere kadar
Kaldırımlara vurmadan
En acıtan yaralar almadan
Kavrulmadan yüreklerimiz
Sevdik sayılmaz Leyla
–
Sımsıkı sarılmadan
Öpmeden alnından geceyi
Deliksiz uykulara dalmadan
Sonra bir kuşluk vakti
Dövmeden dalgalar sahili
Ne bir saat ne zil sesi
Yankılanmadan bedenlerde
Uyandık sayılmaz Leyla
–
Ağıtlar biriktirmeden
Tek heceli kelimelerle
Anlatmadan derdimizi
Güneş tutulmadan
Ay kanamadan orta yerinden
Göğüslemeden mermileri
Öldük sayılmaz Leyla
–
Suratına suratına haykırmadan
Suskunlukları bırakıp
Adam gibi
Bitti bitti demeden
Bitti artık
Arkasını dönüp gitmeden
Bitti sayılmaz Leyla
Selvi Yıldırım
Bir yanıt bırakın