Apaçık sana düştüğüm kızılın duruluğu
apaçık dibi görünen kalbim
çakıl taşları bir bir atıyor kendini denize
kum eliyorum parmakaralarımdan yalnızlığın
bu dağlar bu denizler bu saman alevi
bu bitmez yangınlar çağı hani
inceden boynumuza taktığımız
bir öpücük kadar naif ve geçirgen ateş
ritmini hatırlatan ve hatırlayan rahmini
bir bebek bir kalp bir çağıldayış
değişken ecel
Geldiği gibi gitmeyen ölüm gittiği yer selamet cennet
Ah kaç varsayım dikilir bu sevdanın bahçesine
Sanadır gözlerimin körlüğü
Bir türkünün etek ucudur oturuşum kenar
Sağ salim çıkalım bu savaştan Yâr
Sağ salim ölelim toprak ekmek üstüne yemin
Çivi çakılı bedenime azap tenimde Şahmerân
Hangi yanımdan sokulsam siyah saçlarıma
Hangi yanimdan örsem yazgımı takatsiz parmak
Alnıma çöreklen hadi kılıcına yürüsün ten
Boynumda bir kesik boynumda bir ömür sen
At üstüme toprağını teninin
belki bir toprağın
mayasından yaratmıştır bizi yaradan
Bir yağmura bakar döllenir aşk ölüm ucuna
Yar……..
Rihem Nur