
KALP VE NEFS’İN HASBİHÂLİ
Dert , derdin dermanıdır. !
Zehir , şifanın panzehiridir . !
Bir gün beşer* düşmüştür dara . Bu öyle bir darlıktır ki, içine düştükçe genişleyen, feraha erdiren bir hâl. Öz’Lem-i canında tüten! Muhabbetl(eş)mek ister ve gider derdinin zehriyle görüşmeye .
Nefs, Kalbe sorar; Nerelerdesin Üstadım ? Ses soluk kesildi senden .
Kalp : Bazen sükut üzere olmak icab ediyor yani kozasına gizlenmek … Daha iyi hissedebilmek, daha iyi görebilmek , daha iyi anlayabilmek , daha iyi fark edebilmek ve daha iyi insan olabilmek için …
Nefs: İzler misin gerçekleri orada ? Ne zordur değil mi o iş. Tam da susman gereken yerde ne çok şey söylemek ister dil, ne çok şey yapmak ister azalar, ne çok şey ister zahiri’m ! İçten dışa azalmak , dıştan içe çoğalmak ister…
Kalp: Lütfedene şükrediyoruz biz. Kalpten gönüle çıkan yollar vardır. O yollardan kalpte açan lütuflar vardır.
Nefs : Anlamaz ki beni , kendini bilmeyen! Göremez ki aslını ,beni konuşturup, kalbini susturup kendini dinlemeyi bilmeyen. Bilmez ki varlığının inine inmeyen; zehrimin şifasını. Zehrimi duyar da, şifamdan habersizdir beni tanımayan. Gönüllerde susmak bana da nasip olsun .
Kalp: Sabırsa vacip olan, Ona evet demekle yükümlü değil miyiz ?
Nefs : Biz ateş yutmuş gibiyiz. Su serpmeye kalkanı görünce üzerimize, celalleniyoruz. Daha toyuz galiba gönüllerde .
Kalp: Ateşe düşmek gibi yani !
Nefs: Ateşten söz eder dururuz. Kor olsak hâl mi kalır ateşin narından söz etmeye.
Kalp: İçerden ve dış Âlemden alevler bunlar. Kor olmak kör olmaktır. Ağma olmak Dünya’ya
Nefs: Kalbe sorar : Halim nice olur üstadım ? Sen bana muhabbetini aktar ki sönsün ateşim. Sen kor Olmuşsun. Dünyadan geçip öbür aleme varmışsın. Ben daha Ateş’im …
Kalp: Bir vechi lâhuti Aşkına ! diye seslenir .
Nefs : Dilerim ben de kor olurum gönüllerde. O vakit iki sıkı dost oluruz idrak ve hislerde ! Belki o zaman Sükût’un Hakkını verir bedenler
Kalp : Umarım dergâh-ı mualla olsun durağınızda. Ben gibi hâli kapıda kalan olmayın der !
Nefs: Eşikte durmak güzeldir. Nimetlenir her daim varlık !
Kalp: Feyzâb olmak umuduyla elpençe divandayız . Söz ihsan buyurulursa söyleriz.. Savmı sükutsa dersimiz ta’lim ederiz.
Nefs : EyvALLAH der . Benden adam olur mu üstadım ?
Kalp : Adam ne demek , HZ. İnsan olunur …der
Nefs : Bilirim O varlık Sırrıdır. Ben bende ki nefsim için sormuştum. Benden O hâlden eser var mı ? Sır kalsın aramızda bu sualler . Bizi okuyan( İKRA eden ) bilsin sadece !
Kalp: Ayna oldum sana. B’Akarsan derunum’e !
Nefs : Bu sese kulak verip bir vakit durup , tefekkür etmeye başlar ve imana gelir . İlk şerbetini* içer ve sır’ dan bir muhabbet aşk damıtır gönüllere ;
AYNA BİLDİK HAKİKATİ
ARŞ-I ALA’YA İLETTİK NİYAZIMIZI.
İŞİTİR BİZİ, BİZİ KÜN İLE VAR EDEN
SIFATLARININ NAKŞINI CEMAL VE CELİL İLE.
CANA DUYURMADAN ZİKİR İLE MURAD-I,
AYNA GÖSTERMEZ GERÇEKLERİ.
SİLMEDEN KİRİNİ ZAHİRİN
BÂTININ PERDESİ ARALANMAZ.
BİLİRİM Kİ HZ. İNSAN,
ATEŞTEN KORA YÜKSELMEKTİR!
ATEŞE DÜŞMEDEN ZEMZEMİ İÇMEKTİR !
Psikolog Büşra Yurtsever
Bir yanıt bırakın