üzümün şarap olmadan son ahı
Nar reçeli yüzünde
Utanç taneleridir
Bu göz kadehi damlalar
Bu damlalar ki
Kaç defa kendimden
Gök kustum kalbine
Beni kendinden muaf eyle
–
Düş kızılı bir şehir ilmeği atıyorum
Sarışın başakları andıran kaşlarının ilmeğine
Bizi kalbimizden kelepçelesin bahar
İklimime kadar kalbim nar
Alınan ahlar var
–
Ömrümü ömründe güneşe koyan kor
Teninde tüten bir soluk olur adım
Bu bahçeden geçince
Ne soluk var
Nede tenha bir koy
Zincirleme bir kalp kazası
Soluğunu soluğumda sıkıştıran bir düş gamzesi
Tüm karanlık gecelere kandil içim
Bir bakarsın
Zeus takvimine eklenen
Bir kalp çentiğiyim
Tanrıların gazabından kork
Bu defa bedelimi kalplerden kalplere sobeleyeceğim