
Gel otur, hüznüm azalsın …
Yüreğimin kalabalığı yok eskisi gibi.
Onca kıymet bilmez
Onca vefasız
Hepsi layık olduğu yere gitti.
Gel, yaralarım daha fazla acımasın.
Gel otur, hüznüm azalsın.
**
Dağ olsa dayanmazdı
Şu merhamet dolu gönlüm.
Nasıl dayandı?
Nasıl dayandı onca ikiyüzlüye?
Geriye kalan ben
Yıkılmadım.
Gel, vakitler şafaklara asılsın.
Gel otur, hüznüm azalsın.
**
Buralarda şimdilerde
KADİFE Yapraklı güllerin mevsimi.
Dokunsan titrer, koklasan ürker.
Şu dağın ardı demişti eskiler.
Şu dağın ardı hasrettir.
Gel, ömrüm hasretten salınsın.
Gel otur, hüznüm azalsın.
**
Sermayesi ümittir gönlümün.
Tarlaları taşlıdır.
Kaç kurak yıl geçti de üstünden.
Kaç kez talan edildi de
Binlerce ve binlerce kez, dirilen.
Hep gözyaşı ile bereketlenen.
Gel, canıma can, toprağıma hayatsın.
Gel otur, hüznüm azalsın.
**
Bana çok görüldü gökyüzü.
Yıldızlar ve dolunay.
Kapandı her gece
Kırk kilitli kapılar üstüme
Çelikten dürme sürgüler.
Sürdü insafsızlar üstüme.
Gel, vakitler mehtabı sarsın.
Gel otur, hüznüm azalsın.
**
Ben sevmem aslında öyle
Eylemler, ihtilaller, devrimler.
Gönlüm bir ülke ise
Bekledi bir kurtarıcı.
Sabrıma sükut giydirdim.
En darında sokağının, bekledim.
Gel, ülkemin yeni baharısın.
Gel otur, hüznüm azalsın.
**
Yeni yetme sevdalar gibi,
Değil ki aylık, haftalık, anlık.
Kaç zemheri vurdu?
Kaç zelzele, kaç taşkın?
Sen sanırsın , iki elin parmak sayısı.
Ben diyeyim bini aşkın.
Gel, dallarım nefesinde ısınsın.
Gel otur, hüznüm azalsın.
**
Uçsuz bucaksız bir derya.
Kan kırmızıdan gök maviye,
Gün sarısına ve dal yeşiline uzanan.
Bileklerim tutsağı bak
En tembel zamanların
Külü bile kalmadı gör bak,
Ufku saran yangınların.
Gel, sabahımda Günaydınsın.
Gel otur, hüznüm azalsın…
Yazan : Muhammed BALABAN
Simule : @_sairulazam
İnstagram : @muhammed_zt67
Bir yanıt bırakın