
Rüveyda Sare Yıldırım yazdı: Çokça Amentü”
ÇOKÇA AMENTÜ Yine bir sabah,tek kişilik bir güne daha bir mızmızlığın başlangıcıyla uyandı.Bu böyle olmamalıydı,saat dokuz bile olmamışken neden aşağıdan salıncak gıcırtıları gelirdi..? Gözlerini açtı –açmadan evvel de başlamıştı zaten söylenmeye- ‘Mutlu musunuz,tek başıma buradayım yine..İstediğiniz oldu mu,çok duvarlı bir yerde kendi kahkahalarımdan ürkmeye başladım..Uzaklardayım…’ Zil seslerini umarken,çocuk cıvıltılarını düşlerken,okul yolunda minikler gibi bir heyecanla yürümek varken..-bunu söylerken bile tükendi- Bir defter,bir kazanım,bir imza..Sonunda bir dua ve çokça amentü… Öğretmenler odasına çıkarken basamaklara yansıyan küçük bir gök kuşağı vardı ‘ öğrencilerin kaçı farkındadır’ diye düşündü.Okulun arka bahçesinde tarlalara bakan köşesinde, duvarın tel örgülerinden sonsuzluğa uzanan başaklarına bilmem kaçıncı kez dokunurken ….