
Arzu Aytan yazdı: “Yazarın Çırpınışları”
Yazarın Çırpınışları Kapı aralığından süzülen izmarit dumanı, günlerdir gün ışığından yoksun havasız evi sarıp sarmalamıştı. Masasının üzeri boş fincanlar, bitmiş kalemler, buruşturup atılmış kağıtlarla doluydu. Şakaklarından süzülen ağrı sanki burnuna yol almış boğazı tuhaf bir acının pençesinde çıkmayan sözcüklerle boğuşuyordu. Oda sessizliğin çığlıklarıyla yankılanırken mürekkebe bulanmış parmaklarına bakındı. Orta parmağındaki nasır bu kadar büyük müydü? Yoksa son günlerde mi büyümüştü? Beyninin bu gibi zırvalara verecek yanıtı varken neden karakterine yol aldıramıyordu? Ahmağın tekiyim diyerek elindeki kalemini hoyratça masaya fırlatıp hızla mutfağa yöneldi. Kavanozun dibindeki son kaşık kahveyi ocağının üzerine bırakıp, art arda üç bardak suyu başına dikiverdi. Soluk soluğa kalırken ….